Jinekolojide Laparoskopik ve Robotik Cerrahi

Jinekolojide Laparoskopik ve Robotik Cerrahi

Robotik Cerrahi Nedir?

Robotik cerrahi, kapalı cerrahi yöntemlerinden bir tanesidir (diğeri laparoskopi). Bu operasyon esnasında robot (DaVinci) denilen elektronik ve bilgisayar destekli bir sistem kullanılarak operasyonlar gerçekleştirilmektedir. Amacı ameliyatların daha hassas, dikkatli ve kansız bir şekilde yapılmasını sağlamaktır. Özellikle son 10 yılda, teknolojik ilerlemelerin de etkisiyle robotik cerrahi tıbbın pek çok alanında kullanıma girmiştir. Jinekolojide robotik cerrahi kullanımı da Amerika ve Avrupa ile birlikte giderek artan sıklıkta kullanılmaya devam edilmektedir.

Robotik Cerrahi Ameliyatları Nasıl Yapılır?

Robotik  cerrahi ameliyatları laparoskopiy​e benzer bir şekilde karına 4 adet küçük kesiden port ya da trokar dediğimiz kanüller yerleştirilerek yapılmaktadır. Karın karbon dioksit gazı ile şişirilir, ardından robotik cerrahi enstrumanları karın içerisine yerleştirilir.

Hasta ile aynı odada bulunan cerrah, robotik cerrahi konsolundan 3 boyutlu görüntü altında, tamamen kendi kontrolünde operasyonu gerçekleştirir. Operasyon esnasında hastanın yanında en az bir asistan ve bir ameliyathane hemşiresi operasyona yardımcı olurlar.​

Jinekolojide Hangi Durumlarda Robotik Cerrahi Kullanılmaktadır? 

Jinekolojide laparoskopinin uygulandığı neredeyse tüm operasyonlar robotik cerrahi ile de gerçekleştirilebilmektedir.

Özellikle riskli bölgelere yerleşmiş miyomlar veya yaygın karın içi yapışıklıklara neden olan endometriozis hastalığında robotik cerrahiden faydalanmaktayız.

Ayrıca kanser operasyonları gibi hassas organların (damar ve sinir yapıları) yakınında yapılan operasyonlarda da robotik cerrahi ek avantajlar getirmektedir.

Robotik Cerrahinin Açık Cerrahiye Göre Avantajları

Robotik cerrahi açık cerrahiyle kıyaslandığında çeşitli avantajlar sunmaktadır. Bunlardan bir tanesi açık cerrahiye göre çok daha küçük kesiler (10-15mm) yapıldığından ameliyat sonrası ağrıların belirgin olarak azalmasıdır.

Bunun dışında kesi yerlerindeki izlerin daha az olması, ameliyat sırasındaki kan gereksinimi ve  ameliyat sırasındaki kanamanın az olması, hastamızın daha erken dönemde hastaneden taburcu olması ve yaşama daha erken dönüş yapabilmesi gibi avantajları vardır.

Örneğin robotik rahim alma (histerektomi) veya robotik miyom ameliyatı sonrasında hastalarımız sadece 1 gece hastanede kalmaktadırlar.

Miyom Ameliyatlarında Robotik Cerrahinin Avantajları 

Robotik cerrahi miyom ameliyatlarında çeşitli avantajlar sunmaktadır.

Bunlardan bir tanesi riskli bölgelere yerleşmiş miyomların alınması esnasında çevredeki organlara hasar verme ihtimalinin azaltılmasıdır.

Bir diğer avantaj, rahimden miyom alındıktan sonra rahmin onarımında atılan dikişlerin cerrah tarafından kolaylıkla, açık cerrahideki kadar güvenli şekilde atılabilmesidir. Rahmin düzgün şekilde onarımı sayesinde, sonradan oluşacak gebelikte rahmin zedelenme riski daha az olmaktadır.

Robotik Cerrahinin Endometriozis Hastalığında Sağladığı Avantajlar 

Endometriozis hastalığı, her ay adet sırasında rahmin içinden dökülen endometrium dokusunun, karın boşluğunda veya diğer anatomik bölgelerde yer almasıdır. Bu hastalıkta her ay bu dokulardan kanama meydana gelir. Bu nedenle şiddetli ağrılar ve sonrasında karın içi organlar arasında yapışıklıklar oluşmaktadır. Robotik cerrahide cerrahi enstrümanlar açık cerrahiye kıyasla daha fazla hassasiyetle kullanılabilmektedir.

Robotik cerrahi sayesinde endometriozis hastalığında meydana gelen yaygın yapışıklıklar daha güvenli olarak açılabilmekte, buna ek olarak damarlar, sinirler ve idrar kanalları gibi önemli yapılara zarar verme ihtimali azalmaktadır.

Jinekolojik Kanser Ameliyatlarında Robotik Cerrahinin Avantajları

Jinekolojik kanserlerin tedavisinde robotik cerrahiyi sıklıkla kullanıyoruz. Robotik cerrahi kullandığımız kanserlerin başında endometrium (rahim) kanseri yer almaktadır. Bu kanser cerrahileri esnasında damarların etrafında bulunan lenf bezleri toplanmaktadır. Robotik cerrahi sayesinde lenf bezi toplama işleri daha büyük hassasiyetle ve daha yüksek güvenilirlikle uygulanabilmektedir.

Bacakları besleyen pelvik damarlar, aynı şekilde bacağa ve kasık bölgesine giden sinirler daha net olarak tespit edildiğinden bu yapıların zarar görme ihtimalleri azalmaktadır. Ayrıca belden aşağı anatomik bölgelere kan götüren aort damarı ve buradan kanı kalbe taşıyan vena cava toplar damarının etrafındaki lenf bezleri de bu önemli yapılara zarar vermeden çıkarılabilmektedir.

Endometrium Kanserinde Robotik Cerrahinin Avantajları

Endometrium kanserinin cerrahi tedavisinde robotik cerrahiyi çok sık olarak kullanıyoruz. Bu cerrahi esnasında rahim, yumurtalıklar ve lenf bezleri toplanmakta ve bunlar patolojik incelemeye gönderilmektedir. Robotik cerrahi sayesinde lenf bezlerinin toplanması sırasında damar yaralanması riski  azalmakta ve kanama minimuma indirilmektedir.

Endometrium kanseri olan hastaların çoğunda obezite mevcuttur. Bu hastalara açık operasyon uygulandığında yara yeri enfeksiyonu ve kesi yerinde fıtıklar sıklıkla oluşabilmektedir. Robotik cerrahide yapılan kesiler çok küçük olduğundan, yara yeri enfeksiyonu ve fıtık oluşum riski çok belirgin olarak azalmaktadır. Ayrıca operasyon sonrasında ağrı hissi de çok az olduğundan hastalarımız kolayca toparlanmaktadır.

Hareketli yaşama erken dönüş sayesinde damarda kan pıhtılaşması (derin ven trombozu) ve akciğere pıhtı atması riski de azalmaktadır.

Jinekolojik hastalıklarda laparoskopi yani kapalı cerrahi yöntemi sıklıkla tercih edilmektedir. Peki laparoskopi denilen yöntem nedir? Nasıl yapılır? Faydaları ve riskleri nelerdir? Laparoskopi hakkındaki tüm gerekli bilgileri ve önemli noktaları bu makalemizde bulabilirsiniz. Ayrıca Youtube kanalımızdan da jinekolojik laparoskopi ve robotik cerrahi konularında bilgi sahibi olabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak istediğiniz taktirde lütfen web sitemizin iletişim kısmından bize ulaşınız.

Laparoskopi Nedir? Nasıl yapılır?

Laparoskopi kelimesi, “lapar” yani karın ve “skopi” yani bakmak-incelemek kelimelerinden gelmektedir. Laparoskopi yönteminde, açık cerrahideki durumdan farklı olarak, karın içerisi özel bir ışıklı kamera sistemi ile incelenir. Çubuk şeklinde olan bu kameranın ucunda ışık veren kısmı yer almaktadır. Karın içerisine genellikle göbek deliğine yakın bölgeden küçük 1 santimlik bir kesi yapılır. Sonrasında laparoskopik trokar ya da port denilen plastik tüp bu keşiden karın boşluğuna yerleştirilir. Karın içerisinde normalde herhangi bir gaz bulunmaz. Yani, tüm karın içi organlar birbirine temas halindedir ve aralarında sadece karın içi periton sıvısı bulunur. Laparoskopide karın içerisini şişirmek için karbondioksit (CO2) gazı kullanılır. Bu gazın kullanılmasının sebebi, karbondioksit gazının vücut tarafından emilmesi durumunda herhangi bir zararının bulunmaması ayrıca laparoskopi esnasında kullanılan aletlerin ürettiği elektrik akımı ile yanma riskinin olmamasıdır (bunun tersine oksijen gazının yanma ve patlama riski bulunur). Karbondioksit gazı ile karnın şişirilmesinin ardından kamera ile karın içi organlar detaylı olarak incelenir. Bazı kişilerde daha önce geçirilmiş operasyonlar nedeniyle organlar arasında yapışıklıklar olabilir. Bu durumda operasyona başlamadan önce bu yapışıklıklar açılarak normal anatomik görünüm sağlanır. Laparoskopik el aletleri çubuk şeklinde uzundur. Aletlerin kullanım amacına göre değişen uçları bulunmaktadır. Örneğin dokuları kesmek için makas veya hassas bir dokuyu tutmak için grasper denilen kavrama aleti, veya dikiş atmaya yarayan iğne tutucu portegü aletinin uçları farklılık göstermektedir. Laparoskopik cerrahi yapan cerrah bu aletleri her iki eli ile tutarak ve kameranın bağlı olduğu ekrana bakarak operasyonu gerçekleştirir. Laparoskopik cerraha operasyon esnasında yardım eden bir asistanı bulunur. Bu asistan genellikle kamerayı kontrol ederek cerrahın ameliyat sahasını net olarak görmesini sağlar. Bunun yanında ek trokar kanalından cerraha başka bir aletle yardımcı olabilir.

Jinekolojik Hastalıkların Hangileri Laparoskopi İle Tedavi Edilebiliyor?

Jinekolojik hastalıkla ameliyat gerektirenlerinin pek çoğu laparoskopi yöntemi ile tedavi edilebilmektedir. Bunlar arasında en sık olarak yumurtalık kistleri, çikolata kisti, endometriyozis hastalığı, miyomlar sayılabilir. Bu hastalıklar açık cerrahi ile de ameliyat edilebilmekle birlikte laparoskopinin açık cerrahiye göre belirgin üstün yönleri bulunmaktadır.

Yumurtalık kistleri için ameliyat kararı vermeden önce genellikle belirli bir süre ultrason ile takip yapılmaktadır. Ameliyat kararı verilirken, kistin kötü huylu olma olasılığı değerlendirilmektedir. Eğer yumurtalıktaki kistin kanser çıkma olasılığı yüksekse, bu durumda açık cerrahi yaklaşım tercih edilir. Ancak kanser ihtimalinin düşük olduğu durumlarda laparoskopi hem etkin hem de güvenli bir seçenektir.

Endometriyozis hastalığı, rahim içerisini döşeyen ve her ay adet kanamasıyla yenilenen endometriyum dokusunun, vücutta başka bir bölgede yer alması olarak tanımlanır. Kesin oluşum nedeni tam olarak bilinmemektedir. Endometriyozis en sık olarak yumurtalıklarda yerleşim gösterir. Her ay adet kanaması döneminde yumurtalıkların içerisinde kan birikir, ve oluşan kahverengi sıvı nedeniyle bu yapılar “çikolata kisti” olarak adlandırılır. Endometriyozis ve çikolata kisti tedavisinde sıklıkla laparoskopi veya robotik cerrahi tercih edilir.

Miyomlar, rahmin düz kas dokusundan kaynaklanan iyi huylu kitlelerdir. Miyomlar rahmin içerisinde (submüköz), rahmin duvarında (intramural) veya rahmin dışında (subseröz) yerleşim gösterebilirler. Miyomların neden olduğu şikayetler (kasık ağrısı, vajinal kanama, baskı hissi) ve büyüme hızları dikkate alınarak ameliyat kararı verilebilir. Miyomlar çok büyük değilse, veya sayıca fazla değilse, laparoskopi yöntemi ile tedavi edilmeleri tercih edilir. Miyomların karın içerisinde rahimden çıkarılmasını takiben özel cihazlarla parçalara ayrılarak küçük deliklerden karın dışarısına alınmaları mümkündür.

Neden Kapalı Yöntemleri (Laparoskopik-Robotik) Tercih Etmeliyim?

Kapalı yöntem sayesinde, normalde açık kesi ile yapılan ameliyatlar birkaç küçük delikten yapılabilmektedir. Yani bir sezaryen kesisi gibi veya orta hat kesisi gibi ağrı yapma ihtimali olan daha büyük kesilere göre, 3-4 küçük delikten (yarım veya 1 cm) aynı operasyon gerçekleştirilebilmektedir. Bu şekilde kesi yeri ağrısı çok daha az olmaktadır. Ayrıca, karın içerisindeki barsak gibi organlara temas çok daha az olduğundan ameliyat sonrası ağrı çok daha azdır. Ayrıca barsak hareketleri daha erken normale döner. Daha az ağrı hisseden hastamız da günlük yaşamına çok daha hızlı bir şekilde dönebilmektedir. Kapalı yöntem operasyonunda ameliyat edilen dokular çok daha büyütülmüş şekilde izlenebilmektedir. Sanılanın aksine açık ameliyata göre çok daha detaylı görüntü elde edilebilir. Bu sayede idrar kanalları, damar ve sinirler gibi hassas dokular güvenle korunabilir.

Laparoskopi yöntemi oldukça uzun bir süredir tıp branşlarında güvenle kullanılmaktadır. Jinekoloji, üroloji ve genel cerrahi başta olmak üzere pek çok cerrahi branş bu yöntem ile operasyonları uygulamaktadır. Son 15 yıl içerisinde, laparoskopi yönteminin farklı bir şekli olan robotik cerrahi yöntemi de yaygınlaşmıştır. Robotik cerrahide yine karına küçük kesiler yapılır. Burada ameliyat yapan cerrah konsol denilen bir bilgisayarın başında operasyonu 3-boyutlu olarak kontrol eder. Robotik cerrahi ameliyatları tamamen cerrah kontrolündedir.

Laparoskopik/Robotik Ameliyatlarda Dikiş İzi Kalır Mı?

Genellikle göbek içerisinden 1 adet 1 santimetrelik, karnın diğer uygun bölgelerinden de genellikle yarım santimlik 2-3 adet kesi yapılmaktadır. Bu kesiler ameliyat sonrasında estetik olarak (subkütiküler) şekilde kapatılmaktadır. Dolayısıyla oldukça küçük izler kalmakta, ve zaman içerisinde bu izler silik hale gelmektedir. Ayrıca iyileşme döneminde uyguladığımız özel jeller sayesinde bu ameliyat izlerinin çok azaltılması mümkün olmaktadır.

Laparoskopik/Robotik Ameliyatlarda Hastanede Yatış Süresi

Ameliyat sonrasında genellikle 1 gece hastanede yatış yeterli olmaktadır. Ameliyatın özelliğine göre aynı gün taburculuk da mümkün olabilmektedir.

Laparoskopik/Robotik Ameliyat Riskleri Açık Cerrahiye Göre Farklı Mı?

Kapalı yöntem ameliyatında karın içi karbon dioksit gazı ile şişirilmekte, bu sayede karın içerisinde çadıra benzer bir şekil oluşmaktadır ve ameliyat mümkün hale gelmektedir. Karın içerisinin basıncına bağlı ameliyat esnasında tansiyon düşmesi ve nadiren gaz embolisi gibi riskli durumlar bildirilmiş olsa da, bunlar tecrübeli anestezi ekipleri sayesinde oldukça seyrek oluşmaktadır. Laparoskopi ameliyatında teknik bazı sorunlar oluşması halinde açık cerrahiye nadir de olsa geçilme ihtimali bulunmaktadır. Yine çok nadiren operasyon sırasında veya sonrasında farkedilen barsak veya idrar yolları zedelenmeleri oluşabilmektedir. Her operasyonda olduğu gibi cerrah ve ekibinin bu alandaki tecrübesi riskin minimuma indirilmesi açısından oldukça önemlidir.

Laparoskopik/Robotik Ameliyatların Maliyeti Açık Cerrahiye Göre Yüksek Midir?

Laparoskopik ameliyatları mümkün kılan cerrahi sistemler, ayrıca ameliyatta kullanılan aletler operasyon maliyetini yükseltmektedir. Ancak kısa süreli hastane yatışı ve açık cerrahiye bağlı olarak gelişebilen yara yeri enfeksiyonu gibi komplikasyonların azalması sayesinde bu artmış maliyet dengelenmektedir.

Doç.Dr.Mustafa ULUBAY
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Kadın Hastalıkları için Ankara’da Doç. Dr. Mustafa ULUBAY ile iletişime geçebilirsiniz.

Bu gönderiyi paylaş