Rahim Ağzı Kanseri

Rahim Ağzı Kanseri

Rahim Ağzı Kanseri

Tıp dilinde serviks kanseri olarak bilinen rahim ağzı kanseri İstanbul, kadınlarda sık görülen kanser türlerinden biridir. Rahmin “serviks” adı verilen, alt kısmında meydana gelen bu kanser türü, genellikle tedavi edilebilir. Erken tanı için kadınların düzenli jinekolojik muayeneyi aksatmaması oldukça önemlidir. Rutin kontrollerde yapılan HPV testi ve PAP-Smear testi sayesinde, rahim ağzında kanser hücrelerinin varlığı, erken dönemlerde anlaşılabilir. Kadınlarda görülen rahim ağzı kanseri vakalarının yaklaşık %95’inden fazlası, HPV’den kaynaklanır.

Rahim ağzı kanseri belirtileri ve tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak için yazımızın devamını okuyabilir ve İstanbul’da, Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu’ndan randevu alabilirsiniz.

Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Nedir?

Serviks bölgesi; vajinayı rahme bağlayan, boyun şeklindeki bölgedir. Bu bölgedeki dokularda meydana gelen ve çoğalan kanser hastalığına ise rahim ağzı kanseri denmektedir.

Serviks kanseri, Dünya ölçeğinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü olup, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. nedenidir. Dünya çapında 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Tarama programları, serviks kanserinin azalmasında önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen hala kadınlar serviks kanseri nedeniyle ölmektedir. Serviks kanseri Türkiye’de en sık görülen 8. kanser türüdür.

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzı kanserinin yaygın görülen belirtisi; nedeni bilinmeyen vajinal kanamalardır. Vajinal kanamalar ara kanama şeklinde olabilir. Cinsel ilişkiden sonra ya da menopoz döneminde görülebilir. Aynı zamanda cinsel ilişki sırasında ağrı, anormal yapıdaki vajinal akıntılar ve adet döngüsünün bozulması da rahim ağzı kanserinin diğer belirtilerdir.

Hastalık ilerledikçe; yorgunluk, kas ve eklem ağrıları, sırt ağrıları, idrar yollarında tıkanma, kilo kaybı ya da dışkı kaçırma sorunları da görülebilir. Bu şikayetler, kanser dışında birçok sebepten de kaynaklanabilir. Anormal vajinal kanama olması durumunda hekiminize danışmanızı öneririz.

HPV (Human Papilloma Virüs) Nedir?

HPV, dokuda epitelyal yüzeylere ilgisi olan (epiteliotropik), küçük, kılıfsız, deoksiribonükleik asit (DNA) virüsüdür. İnsan türüne özgü olması nedeniyle ‘Human’ Papillomavirüs adını almaktadır. HPV dışındaki papillomavirüsler ise birçok hayvanda hastalık oluşturabilmektedir..

HPV, dünyada en sık cinsel yolla bulaşan hastalıktır. Her yıl, 80 milyonun üzerinde kişiye HPV bulaşmaktadır. Son zamanlarda HPV’nin neden olduğu enfeksiyon sıklığında belirgin bir artış görülmektedir.

Dünya genelinde, yıllık 570.000 yeni tanı almış olgu sayısı ve 311.000 ölüm sayısı ile serviks kanseri, kadınlar arasında dördüncü sıklıkta görülen kanserdir. Neredeyse tüm serviks kanseri olguları, HPV’ye bağlı gelişmektedir. HPV 16, tüm olguların yaklaşık %50’sinden sorumluyken, HPV 18, %20’sinden sorumludur. Diğer yüksek riskli HPV tiplerinden tip 31, 33, 45, 52 ve 58, ek olarak olguların %19’una yol açmaktadır

HPV’nin 200’den fazla çeşidi bulunur. Bunlardan bazıları kanser açısından yüksek riskli bazıları ise düşük risklidir. En çok kansere dönüşen HPV türleri ise 16 ve 18’dir. HPV 6 ve 11 sıklıkla genital siğillere neden olur ancak kanser yapma riski daha azdır. HPV dışında;

  • Sigara kullanımı
  • Tekrarlayan vajinal enfeksiyonlar
  • Zayıf bağışıklık sistemi
  • Ailede rahim ağzı kanseri öyküsü olması
  • A ve C vitamini eksikliği de rahim ağzı kanserine yol açabilir.

Rahim Ağzı Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Jinekolojik muayene sırasında, belli aralıklarla yapılan PAP – Smear testleri ve HPV testi, rahim ağzı kanserini taramanın en etkili yoludur. HPV testi veya PAP – Smear testlerinde şüpheli sonuç olması durumunda ise kolposkopi ve gerekirse biyopsi ile daha detaylı tanı sürecine geçilir.

Tarama

  • Kadınlara ilk cinsel ilişki yaşından bağımsız şekilde 21 yaşındayken ilk rahim ağzı kanseri taramasını yaptırmasını öneriyoruz.
  • 30 yaşına kadarki kadınlar için üç yılda bir rahim ağzı sitoloji testi ( pap-smear) yaptırmasını öneriyoruz.
  • 3 yılda bir rahim ağzı sitoloji testi (Pap smear testi ) yaptırmasını öneriyoruz.
  • Sitoloji ve HPV DNA testi birlikte( Co-test )yapılabilir. Her ikisi de negatif gelirse  tarama beş yılda bir yapılabilir.

Pap-test: Normal jinekolojik muayene sırasında bir fırça yardımıyla rahimağzında sürüntü yapılarak hücre örnekleri alınır. Bu hücrelerin patolog tarafından incelenmesi sonrası anormal hücreler varsa rapor edilir.

HPV testi: Normal jinekolojik muayene sırasında rahim ağzından yapılan sürüntüde veya smear testi sırasında alınan örnekte HPV DNA bakılır ve yüksek riskli tipler varsa rapor edilir.

Pap smear testi ve HPV testleri rahim ağzı kanserleri ve prekanseröz lezyonlar için tarama yapmak amacıyla kullanılır. Erken evrelerinde rahim ağzı kanseri genelde semptomlara neden olmaz.  Tarama testlerindeki anormal sonuçlar bize sadece şüpheyi gösterir tanıyı vermez. Bu nedenle tarama test sonuçlarına göre tedavi yapılmaz ve öncelikle tanı koymak gerekir

Teşhis 

Kolposkopi: Pap smear testi sonuçları normal değilse, büyütücü bir lens (kolposkopi) kullanılarak rahim ağzı kontrol edilir ve kanser veya kanser öncesi lezyonlar bulunup bulunmadığını belirlemek için doku örnekleri (biyopsi) alınır. Kolposkopi, bize rahim ağzındaki şüpheli bölgelerin belirlenerek doğru yerden biopsi alınmasını sağlar.

  • Punch Biopsi: Rahim ağzının dış kısmından)
  • Endoservikal Küretaj (ECC): Rahim ağzı kanalının içinden
  • Konizasyon ve LEEP: Eğer biopsi veya endoservikal küretaj tanı koymakta yetersiz olursa koni şeklinde daha büyük bir parça çıkartılır

Kanser Öncesi Lezyonların ( Cın 1,Cın 2,Cın 3 ) Tedavisi

Eğer biopsi sonucu CIN 1 olarak rapor edilmiş ise hiçbirşey yapılmadan 2 yıl takip edilir. Bu süre içinde CIN 1 % 60-70 normale kendiliğinden döner. 2 yıl içinde düzelme olmazsa CIN 2 veya 3 gibi kabul edilip tedavi edilir. CIN 2 veya 3 gelirse LEEP konizasyon veya soğuk konizasyon yapılarak lezyon temizlenir. Bu işlemler hafif bir anestezi altında ameliyathanede yapılır. Sonrasında hasta taburcu edilir ve 3 hafta cinsel ilişkiye girmemesi, havuz ve denize girmemesi istenir. 3 hafta boyunca iyileşme sırasında kanlı-kokulu bir akıntı olabileceği hastaya anlatılır.

Konizasyon

LEEP konizasyon: Düşük voltajlı ince bir tel ile koni şeklinde mevcut lezyonu çıkartmak

Soğuk konizasyon: Dokunun elektrik enerjisi kullanmadan koni şeklinde kesilerek çıkartılması

Rahim Ağzı Kanserinin Evrelendirilmesi

Eğer biopsi sonucu kanser olarak gelmişse öncelikle tedavi planı için kanserin yayılma durumunu değerlendirmek için klinik evreleme yapılır.

Evreleme için yapılması gerekenler:

  • Fiziksel muayene:  Rahim ağzının durumu, tümörün boyutu, vajen ve yumurtalıkların durumu
  • Görüntüleme tetkikleri: CT, MRI, PET
  • Mesane ve rektumun değerlendirilmesi: Sistoskopi, Rektosigmoidoskopi
  • Kan testleri

Evre 0 veya in situ karsinom:  Evre 0 kanser preinvaziv (yayılmamış) kanserdir ve anormal hücreler rahim ağzı zarı hücrelerinin yalnızca ilk katmanında görülür.

Evre I:  Evre I kanser yalnızca rahim ağzıyla sınırlıdır.  Tümörün boyutuna ve kanserin ne kadar derine yayıldığına göre IA1, IA2, IB1 veya IB2 olarak hastalığınız sınıflandırabilir.

Evre II:  Evre II kanser rahim dışına yayılmıştır ancak pelvik yan duvarlar veya vajinanın alt üçte birlik bölümünü etkilememiştir.  Evre IIA veya IIB olarak sınıflandırılabilir.

Evre III:  Evre III’te kanser pelvik duvarı veya vajinanın alt üçte birlik bölümüne ulaşır veya tümörün genişlemesine bağlı olarak hidronefroz ve böbrek sorunlarına yol açar. Kanser hücrelerinin pelvisin yan duvarına yayılıp yayılmamasına göre Evre IIIA veya IIIB olarak sınıflandırabilir.

Evre IV:  Evre IV’te kanser komşu organlara mesane/rektuma veya uzak organlara yayılmıştır. Evre IVA veya IVB olarak sınıflandırabilir.

Rahim Ağzı Kanserinin Tedavisi

Rahim ağzı kanserinin tedavisi kanserin evresine, hastanın yaşına, çocuk sahibi olma isteğine ve diğer sağlık problemlerine göre değişir. Tedavide cerrahi, radyoterapi, Kemoterapi veya bunların kombinasyonu kullanılabilir.

 1)Cerrahi

Konizasyon: Rahim ağzındaki lezyonun koni şeklinde çıkartılmasıdır. Çok erken evrelerde, genç ve çocuk isteyen hastalarda uygulanabilir.

Trakelektomi :Erken evre serviks kanseri, daha çocuk sahibi olmamış genç yaş grubunda da görülebilir. Bu nedenle doğurganlık potansiyelini korumak isteyen hastalarda tercih edilecek cerrahi yöntem Radikal Trakelektomi’dir. Bu yöntemde serviks, üst vajen ve iki tarafli parametrium dokusu çıkartılır, fakat uterus muhafaza edilir ve vajene tekrar birleştirilir. Böylece hastaların gebe kalma şansları korunmuş olur. Radikal trakelektomi yapılan hastalarda tedavi başarısı farklılık gösterse de, mutlak doğurganlığını korumak isteyen seçilmiş hasta grubuna, risk ve avantajları iyice tartışıldıktan sonra uygulanmalıdır. Bu yöntemde de radikal histerektomide olduğu gibi birlikte pelvik lenfadenektomi yapılır.

Histerektomi: Erken evre serviks kanserinde standart tedavi, uterus, serviks, üst vajen ve iki taraflı parametrium dokusunun çıkartıldığı Radikal histerektomi’dir. Bu ameliyat, aynı zamanda kanserin yaygınlığını tespit etmek ve kontrolünü sağlamaya yarayan Pelvik Lenfadenektomi’yi de (pelvik lenf bezlerinin çıkartılması) içerir.

Erken evrelerde, ameliyat genellikle çoğu kanser merkezinde açık olarak, minimal invazif cerrahi konusunda eğitimli merkezlerde ise laparoskopik veya robotik cerrahiyle kapalı olarak yapılabilir.

Ekzanterasyon: Zaman zaman pelvik ekzanterasyon gibi agresif cerrahiler gerekebilir ve nükslerde tekrar cerrahi, radyoterapi ve ya da kemoterapi gündeme gelebilir. Radikal histerektomi,pelvik ekzanterasyon ve nüks cerrahisi gibi cerrahilerin mutlaka tecrübeli jinekolog onkologlar tarafından, medikal ve radyasyon onkologları ile birlikte karar verilerek uygulanması gerekir.

2)Radyoterapi

External Radyoterapi: Genellikle rahim ağzı kanseri ilerlemiş ise birincil tedavi olarak  radyoterapi tercih edilir. Bazı durumlarda bu tedaviye kemoterapi de eklenir. Radyoterapi  5 hafta kadar süren hastanın kısa sürelerle hastaneye gelip ışın tedavisi alması şeklinde olur. Bazen  erken evrelerde de hastanın genel durumu cerrahi tedavi için uygun değilse ilk tercih olarak radyoterapi seçilebilir. 

Brakiterapi: Brakiterapi, vajinal yolla rahim ağzına  uygulanan radyoterapidir. 

3)Kemoterapi :

Kemoterapide kanserli hücreleri yok etmek için damardan veya ağız yoluyla anti-kanser ilaçlar  verilir. Kanser uzak organlara yayıldığında veya ilk tedaviden sonra nüksettiğinde yüksek dozlarda kemoterapi uygulanır.

Korunma

Rahim ağzı kanserinin % 99 nedeni Human papilloma virüstür (HPV).  2005 yılından beri HPV aşısı rahim ağzı kanseri ve diğer HPV ile ilgisi olan kanserlerin ve kanser öncesi lezyonları önlenmesi için kullanılmaktadır. Güncel HPV aşılarında 9 adet yüksek riskli HPV tipine karşı koruyuculuk vardır. Bu aşının koruyuculuğu tüm rahim ağzı kanserinin % 93 nü kapsamaktadır. Ayrıca siğil oluşumundan da % 90 korumaktadır. Aşının özellikle genç kız veya erkeklere, daha hiç HPV ile karşılaşmadan  yapılması önerilir ve böylece aşıdan % 100 yararlanmaları sağlanabilir.

Primer korunma:HPV Aşısı

Sekonder korunma: Pap-smear ve/veya HPV testi

Doç.Dr.Mustafa ULUBAY
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Kadın Hastalıkları için Ankara’da Doç. Dr. Mustafa ULUBAY ile iletişime geçebilirsiniz.

 

Bu gönderiyi paylaş